Dizi sektöründe oyun yeniden kuruluyor. Çünkü sektöre iddialı bir oyuncu daha katıldı: Endemol Türkiye. 2014-2015 sezonunda Endemol’ün dizi yapımcılığına başlaması ile sektöre yeni bir soluk gelecek.
Tüm dünyada ve ülkemizde ilgiyle izlenen Big Brother, Wipeout, Fear Factor, Var mısın Yok musun, Canlı Para gibi yarışma formatlarıyla tanınan ve dünyanın en büyük çokuluslu firmalarından biri olan Endemol’ün Türkiye’de dizi yapımcılığına soyunması sektörde pek çok şeyi değiştirecek gibi görünüyor. .
Ülkemizdeki bazı büyük yapım firmalarını da satın alarak yoluna devam etmeye niyetlenen Endemol Türkiye, öyle görünüyor ki sektörde başrolü kapacak. 2008 yılında Türkiye pazarına giren Endemol , dizi yapım işini iki tecrübeli televizyoncuya emanet etti: En son Atv’de drama müdürü olarak görev yaparken 2012 yılında Endemol Türkiye’ye Drama Direktörü olarak gelen Hülya Vural ile reklam, sinema ve televizyon yapımlarında 15 yıllık bir tecrübenin ardından Endemol Türkiye’de Yönetici Yapımcılık görevini üstlenen Özlem Yurtsever. Şu sıralar, yoğun, heyecanlı ve titiz bir çalışma içinde bulunan iki başarılı profesyonel ile hem Endemol Türkiye’nin dizi atağını hem de dizi sektörünün hallerini konuştuk.
Dizi sektörünün bundan sonra alacağı vaziyeti merak eden herkes bu söyleşiyi dikkatle okumalı. Çünkü sektörü yakından ilgilendiren “haberler” bu söyleşide. FS: Endemol Türkiye olarak önümüzdeki sezonda dizi yapımına başlayacağınızı biliyoruz. 2014-2015 sezonunda kaç dizi yapmayı planlıyorsunuz? HÜLYA VURAL: 2014 yılı için Star tv ekranlarında sonbaharda yayına girecek bir dizi projemiz var. 2014’te sürpriz bir dizimiz daha olabilir.
ÖZLEM YURTSEVER: 2015 için en az iki dizi ve ortak yapımlar planlıyoruz. ERKAN PETEKKAYA VE NURGÜL YEŞİLÇAY’LA BERABERİZ FS: Star televizyonu için yapacağınız diziden biraz bahseder misiniz? Erkan Petekkaya ve Nurgül Yeşilçay ile anlaştığınız doğru mu? HÜLYA VURAL: Doğru, Star tv’ye hazırladığımız dizi için Erkan Petekkaya ve Nurgül Yeşilçay ile beraberiz. Hikayemiz farkında olmadıkları bir sırrın içinde yaşamlarını sürdüren karakterlerimizin aniden değişen hayatları, imkansız aşkları ve kaçınılmaz ilişkisini anlatıyor.
CANSU DERE VE TOLGAHAN SAYIŞMAN’LA DİZİ YOK FS: Cansu Dere ve Tolgahan Sayışman ile anlaştığınız söyleniyor, doğru mu? HÜLYA VURAL: Endemol sektöre hızla girdiği için bir takım şeyler yakıştırılıyor. İki isim üzerine kurulu bir projemiz yok. Cansu Dere ile görüştüğümüz doğru. FS: Dizilere karar verirken başarılı olması için nelere dikkat ediyorsunuz?
HÜLYA VURAL: Başarı reytingle ölçülüyor, reyting alacak iş tahmini için de nihai tüketici yani izleyici-müşteriyi tanımak ve ne istediğini bilmekten geçiyor. Aslında Televizyoncu kimliğimizle yıllardır bilmek zorunda olduğumuz şeyler; izleyicinin tipolojisini çıkarmak; nasıl bir izleyici, profili nedir, kaç yaş aralığındadır, istekleri ve arzuları nelerdir gibi. İzleyicinin ne istediğine ek olarak elbette uygun zamanı ve rekabet koşullarını de dikkate almak zorundayız.
SEYİRCİ YABANCILAŞMAK İSTEMİYOR FS: Peki o halde, ülkemizin izleyicisi dizilerde ne görmek istiyor, ne görmek istemiyor? HÜLYA VURAL: En azından ne istemediğini biliyoruz; yabancılaşmak istemiyor. Kendisinin alışkın olduğu geleneklere, karakterlere, ahlaki yapılarına ters düşen şeyler istemiyor. Karakterler açısından da iki şey istiyor: Ya kendisini yerine koymak isteyeceği, ya da kendisinin zaten özdeşleştiği bir karakteri takip etmek istiyor.
SEYİRCİ HER ŞEYİ ÇOK BÜYÜK İSTİYOR FS: İzleyici hangi hikayeleri nasıl bir yapımla sunarsanız daha çok beğenir? HÜLYA VURAL: İzleyici artık naif hikayeler istemiyor, bundan sıkılıyor. Naiflik yerini, majör hikayelere, büyük çatışmalara, durumlar yerine olaylarla yürüyen anlatımlara bıraktı. İzleyicinin elini kumanda aletinden uzakta tutmak için hep daha büyük kavgalara, acılara, ihanetlere, ihtiyaç duyuluyor.
Çok çabuk tüketen bir toplumuz, eskiden böyle değildik. Süper Babanın naifliği ve zerafeti yerini, duyguda ve aksiyonda gösterişe ve kışkırtıcılığa bıraktı. Yani büyük acıların, kahramanlıkların, yakın tehditlerle sıkışmış karakterlerin tehlikeli yolculuklarını anlatan klasik hikayeler, iyi kalite bir prodüksiyonla anlatıldığı zaman, izleyicisine ulaşıyor. ‘Aliye’, ‘Binbir Gece’, ‘Öyle Bir Geçer Zaman ki’, ‘Yaprak Dökümü’ bugün yayınlansa yine tutar
ÖZLEM YURTSEVER: Sektördeki genel beklenti ‘farklı hikaye bulmak ’ üzerine . Oysa farklılık dediğimiz şey ‘yorum’ ve yorumlamalardaki derinlik, samimiyet ve yeni yüzlülük. Yani hikayenin bilinen yada klasik olmasında bir sorun görmüyorum, sorun demode yorumlanmasında.
“GÜMÜŞ” DÜNYADA EN ÇOK İZLENEN 10 DİZİDEN BİRİ FS: Dizi işine girerken seyirci kadar sektörü de analiz etmiş olmalısınız. Türkiye’de dizi sektörünü nasıl görüyorsunuz? HÜLYA VURAL: Dizi sektörü Türkiye’de son 10 yıldır atakta ve çok gelişti. İhracat açısından da maddi gelir sağlayan ve Türkiye’nin imajını da yurtdışında tanıtan çok önemli bir araç oldu. Bu durum 2005 yıllarında ‘Gümüş’ dizisi ile başladı. ‘Gümüş’ Ortadoğu pazarında yankı uyandırdı. Gümüş, dünyada en çok izlenen 10 diziden birisi. Ortadoğu halkı bu diziyle, kendilerine çok yakın bir kültürden gelen hikaye kahramanlarını Cumhuriyet Türkiyesi’nin modern arka planında izlemekten büyük keyif aldılar.
Gümüş ve Mehmet gibi İstanbul’un şahane atmosferinde bu hikayeyi yaşamak ve aşık olmak istediler. Kendilerini bu iki karakter yerine koymaları zor olmadı çünkü onlar için de aşina bir kültürün hikayesiydi bu. Yurtdışı açılımı başka dizilerle de devam etti. ‘Muhteşem Yüzyıl’ çok önemli, sadece Ortadoğu’da değil, Balkan ülkeleri ve Rusya’da, Avrupa’nın çeşitli kentlerinde ve Türki Cumhuriyetlerde ve hatta Uzakdoğu’da çok büyük açılımlar sağladı.
DİZİLERİMİZİN YURTDIŞINDAKİ GELECEĞİ PARLAK FS: Dizi sektörümüzün yurtdışındaki geleceğini nasıl görüyorsunuz?
ÖZLEM YURTSEVER: Halihazırda satılmış işlerimizdeki kalite ve içeriği tutturduğumuz takdirde parlak görüyorum. Geçtiğimiz yıl sonu itibari ile dizi film sektörünün Türkiye'ye 150 milyon dolar ihracat girdisi sağladığı bildirildi. Dizilerimiz 50 den fazla ülkeye ihraç ediliyor. Endemol Uluslararası Dağıtım/Bilgi Ağı aracılığı ile de dizilerimizin yurtdışında gördüğü ilgiyi yakinen takip ediyoruz.
ENDEMOL’ÜN DİZİLERİ ULUSLAR ARASI PAZARDA KOLAY SATILIR
FS: Dizilerimiz bize yakın coğrafyalarda tutulsa da henüz Amerika’ya ve Avrupa’ya pek dizi satamıyoruz. Endemol Türkiye olarak yapacağınız dizileri Amerika ve Avrupa’ya satabilecek misiniz? HÜLYA VURAL: Artık Amerika ve Avrupa’ya dizilerimiz satılmaya başlandı. Aşk-ı Memnu’nun senaryo hakları Amerika’ya satıldı ama bizimkisi daha iyi yapıldığı için bizim kadar başarılı olmadı. Ay Yapım’ın Son adlı dizisi İsveç’e satıldı. İsveç’te geçen sene yılın en iyi yabancı dizisi olarak ün yaptı. Ayrıca Son'un senaryosu Amerikalı ünlü prodüksiyon şirketi Sander/Moses Productions'un da dikkatini çekmiş ve ABD kanallarında yayınlanması için senaryo hakları satın alınmıştır.
ÖZLEM YURTSEVER: Bir projeye karar verdiğimizde , proje Endemol’ün ortak havuzuna (database) girer. Böylece Endemol’ün tüm ofislerinde görünür olur. Yani projelerimiz daha senaryo yazım aşamasında iken bile uluslararası bir pazarda satış için yer alırlar.
DİZİLER KANALLARIN GELİR KAPISI FS: Dizi sektörünün oyun kurucusu olan kanallar için diziler ne anlama geliyor? HÜLYA VURAL: Dramalar yani diziler bir kanalın prototipinin %80’ni oluşturuyor. Diziler çok önemli. Çünkü, müşteri portföyünde bağımlılık, devamlılık ve çeşitliliği getiriyor. Bir diziyi 18 yaşındaki insanlar da izliyor, 45 yaş üzerindeki kadınlar ve erkekler de izliyor. Bir programın izleyici çeşitliliği daha az. Reklam veren için bu önemli çünkü daha geniş izleyici yelpazesini dizilerde bulabiliyor. Daha çok ve daha pahalı reklam veriyor. Diziler kanalların gelir kapısı oluyor. Böyle olduğu için kanallar her sene yapımcılardan dizi talep ediyorlar. Senede 50-60 tane dizi yapılıyor. Bu dizilerden de en az 10 tanesi çok iyi işler oluyor. FS: Sektörün içinden gelen iki profesyonel olarak dizi sektörünün sorunlarının neler olduğunu düşünüyorsunuz? HÜLYA VURAL: 5 günde en az 90 dakikalık diziler çekiliyor. Bu sinema filmi demektir. Yurtdışındakiler de en çok bunu merakla karşılıyorlar, bir mucize şeklinde görüyorlar. Bu da çok hızlı çalışan, çok pratik düşünen, çok tecrübeli dizi çalışanlarını getirdi. Şunları da götürdü: Senaryoda yaratıcılık, sürdürülebilirlik, çekimlerde yaratıcılık. Bu hızla çalışınca uzunca düşünmeye vaktiniz olmuyor.
YEREL DİNAMİKLER NEYi GEREKTİRİYORSA BİZ DE ONU YAPACAĞIZ. FS: Sizce dizi süreleri kısalır mı? Siz yapacağınız dizilerde süreleri kısaltmayı düşünüyor musunuz? HÜLYA VURAL: Dizilerin kısalacağını çok fazla düşünmüyorum. Maliyet düşerse ancak kısalabilir. Üstelik izleyici de 90 dakikaya alıştı. Biz de bu sürelere uyacağız. FS: Sektör çalışanları sistemsizlikten de şikayetçi. Siz bu sistemsizliğe bir çözüm getirecek misiniz? Yoksa “alaturka” mı devam edeceksiniz?
ÖZLEM YURTSEVER: Sistem sorunu kısa vadede çözülecek bir şey değil. Sistemsizliğe çözüm getirmek konusunda Endemol doğal yapısı gereği bir çözüm ortağı. Lakin uygulamada görünürlük tamamen zaman işi. Dolayısıyla öncellikle alaturka demeyelim de yerel dinamikler diyelim, yerel dinamikler neyi gerektiriyorsa biz de onu yapacağız. İdeal dünyayı hedefliyoruz. Pilot çektiğimiz işler üzerinden anlaşmalar yapıyor olmalıyız. 2018’e kadar olan iş planlarımızdan bir tanesi de bu.
ŞÜKRÜ AVŞAR GERÇEK YAPIMCILIK YAPIYOR FS: Bu şekilde çalışan yapımcı var mı ülkemizde? HÜLYA VURAL: Şükrü Avşar, her zaman değil ama bazen bunu yapıyor. Bir bölüm, iki bölüm çekip kanala götürüyor. Gerçek yapımcılık da bu aslında. Bu Şükrü Avşar’ın kişisel tavrı ama bunun sistemleşmesi lazım.
HAK VE HUKUKA SAYGILI, PAYLAŞIMCI OLACAĞIZ FS: Endemol Türkiye’nin dizi işine soyunmasıyla sektörde neler değişecek?
ÖZLEM YURTSEVER: Türkiye’de iki tane kurumsal dizi yapımevi var, birisi Kanal D iç Yapımlar, biri de Endemol. Kurumsal olmanın getirdiği en temel fark teliflerde görülecek. Bozulduğu zaman hemen değiştirilen yani daha iyi tüketici hakları sunan mutfak aletlerinin ev kadınında yarattığı farkındalık gibi Endemol’ün etkisi de zamanla sektörde hissedilecek. Hak ve hukuka daha saygılı, daha paylaşımcı olacağız.
HÜLYA VURAL: Kurumsal bir şirket olmamız nedeniyle yasalara uygun hareket etmek, daha uzun vadede düşünmek, belli kar marjlarını belli yerde tutarak kar yapmanın yanında bir dünya markasını korumak üzere hareket etmek zorundayız. Bu dünya markası Endemol’dür.
YAPIM ŞİRKETLERİ SATIN ALACAĞIZ FS: Dizi sektörüne yeni ve iddialı bir oyuncu olarak Endemol’ün girmesiyle sektörde oyun yeniden kuruluyor diyebilir miyiz?
ÖZLEM YURTSEVER: Endemol girdiği ülkelerde kapasitesini büyütebilmek için şirketler satın alıyor. Burada da birkaç büyük yapım şirketiyle görüşmesi oldu. Sektörde yeni yatırımcıların ve oyuncuların olması her zaman çok daha keyifli.
HÜLYA VURAL: Vizyon sahibi olan, çok başarılı yapım şirketleri var elbette. Endemol’ün gelişi yeni bir soluk ve yeni bir vizyon. Bizlerle beraber umarım sistem daha da rayına oturacak. Endemol Türkiye hem tv programları alanında hem dizi alanında çalışmalarını, Ticari Direktörümüz Hakan Eren ve Genel Müdürümüz Gökhan Tatarer rehberliğinde 4 yıllık bir iş planı bazında sürdürmekte. Bu iş planı hem olası ihtimalleri barındırıyor hem de bizim hedeflerimizin bu 4 yıl içinde yani 2018’e kadar nasıl hayata geçeceğini planlıyor. Sektörün kreatifleriyle uzun vadeli çalışmak da bu iş planının bir parçasıdır.
ORYANTAL İÇERİĞİ ENDEMOL KALİTESİYLE SUNACAĞIZ FS: Kurumsal şirket olmanın yansımalarını Endemol Türkiye’nin yaptığı dizilerde ne şekilde göreceğiz? ÖZLEM YURTSEVER: Biz kendi oryantal içeriğimizi, insan ilişkilerini, duyguları, bu ülkedeki sahicilikleri anlatan işlerimizi, Endemol kalitesiyle izleyiciye sunmak istiyoruz. Mottomuz samimiyet. Yaptığımız şeylerin farkındayız, oyunu kuralına göre oynayacağız ama samimiyeti kaybetmeden.
SEMA ERGENEKON VE EYLEM CANPOLAT’I İZLEYİCİ SEÇMİŞ, BİZ NEDEN SEÇMEYELİM? FS: Senaristler Sema Ergenekon ve Eylem Canpolat ile anlaşma imzaladığınız yazıldı. Bu iki ismi seçme sebebiniz neydi?
ÖZLEM YURTSEVER: İzleyici seçmiş, biz neden seçmeyelim ? Sema ve Eylem’le ilgili süreç henüz tamamlanmadı. Sema ve Eylem bizim hem sevdiğimiz dostlarımız hem de sektörün en başarılı kreatiflerinden. Onlarla beraber olan sürecimiz devam etmekte.
TÜRKİYE’DEN DE ÖZGÜN FORMAT ÇIKARACAĞIZ FS: Endemol Türkiye olarak bizim ülkemizden de özgün bir format çıkaracak mısınız?
HÜLYA VURAL: 2018’e kadar olan iş planlarımız içinde bu da var. Endemol Türkiye’nin geliştireceği ve buradan da tüm dünyaya yayılacak bir format oluşturma hedefimiz var. Tamamen özgün bir format bulmak zor. Endemol dünyanın en büyük bağımsız format ve yapım şirketi olduğu için binlerce formatın da sahibi. Dolayısıyla bize gelen formatların diğer ülkelerdeki formatlara benzeyip benzemediğini hemen görebiliyoruz.
Gelen formatların büyük bir kısmı da uluslararası başka formatlara benziyor. Aklın yolu bir olduğu için ve senelerdir yapılan işler olduğu için mutlaka başka bir şeyden alıntıymış gibi göründüğü zaman da bünyemize alamıyoruz. Bununla beraber özgün ve yapılabilir, üstelik de izlenme potansiyelinin olduğu yerli program formatları için genel müdürümüz Gökhan Tatarer yöneticiliğinde program ekibimiz çalışmalarını sürdürmekte.
AĞIZ TADIYLA DİZİ SEYREDEMİYORUZ FS: Dizi seyrediyor musunuz? Beğendiğiniz diziler hangileri? HÜLYA VURAL: Profesyonel gözüyle seyrediyoruz. Bu yüzden rahatça ağız tadıyla dizi izleyemiyoruz. Bununla beraber kalbimde ve hafızamda özel yerleri olan dizileri saymadan da geçemeyeceğim: İkinci Bahar bir klasiktir ve unutulmaz. Asmalı Konak, Yedi Tepe İstanbul, Yaprak Dökümü, Aliye, Aşk-ı Memnu, Hatırla Sevgili, Çemberimde Gül Oya, Muhteşem Yüzyıl kendi janrlarında trend yaratan dizilerdir.
ÖZLEM YURTSEVER: Kayıp Şehir, Suskunlar, Medcezir, Kara Para Aşk hepsi iyi işler. FS: Oyuncu olarak kimleri beğeniyorsunuz? HÜLYA VURAL: Hem alaylı hem mektepli çok iyi oyuncularımız var. Çoğu yabancı oyunculardan geri kalmaz.
Ülkemizdeki bazı büyük yapım firmalarını da satın alarak yoluna devam etmeye niyetlenen Endemol Türkiye, öyle görünüyor ki sektörde başrolü kapacak. 2008 yılında Türkiye pazarına giren Endemol , dizi yapım işini iki tecrübeli televizyoncuya emanet etti: En son Atv’de drama müdürü olarak görev yaparken 2012 yılında Endemol Türkiye’ye Drama Direktörü olarak gelen Hülya Vural ile reklam, sinema ve televizyon yapımlarında 15 yıllık bir tecrübenin ardından Endemol Türkiye’de Yönetici Yapımcılık görevini üstlenen Özlem Yurtsever. Şu sıralar, yoğun, heyecanlı ve titiz bir çalışma içinde bulunan iki başarılı profesyonel ile hem Endemol Türkiye’nin dizi atağını hem de dizi sektörünün hallerini konuştuk.
Dizi sektörünün bundan sonra alacağı vaziyeti merak eden herkes bu söyleşiyi dikkatle okumalı. Çünkü sektörü yakından ilgilendiren “haberler” bu söyleşide. FS: Endemol Türkiye olarak önümüzdeki sezonda dizi yapımına başlayacağınızı biliyoruz. 2014-2015 sezonunda kaç dizi yapmayı planlıyorsunuz? HÜLYA VURAL: 2014 yılı için Star tv ekranlarında sonbaharda yayına girecek bir dizi projemiz var. 2014’te sürpriz bir dizimiz daha olabilir.
ÖZLEM YURTSEVER: 2015 için en az iki dizi ve ortak yapımlar planlıyoruz. ERKAN PETEKKAYA VE NURGÜL YEŞİLÇAY’LA BERABERİZ FS: Star televizyonu için yapacağınız diziden biraz bahseder misiniz? Erkan Petekkaya ve Nurgül Yeşilçay ile anlaştığınız doğru mu? HÜLYA VURAL: Doğru, Star tv’ye hazırladığımız dizi için Erkan Petekkaya ve Nurgül Yeşilçay ile beraberiz. Hikayemiz farkında olmadıkları bir sırrın içinde yaşamlarını sürdüren karakterlerimizin aniden değişen hayatları, imkansız aşkları ve kaçınılmaz ilişkisini anlatıyor.
CANSU DERE VE TOLGAHAN SAYIŞMAN’LA DİZİ YOK FS: Cansu Dere ve Tolgahan Sayışman ile anlaştığınız söyleniyor, doğru mu? HÜLYA VURAL: Endemol sektöre hızla girdiği için bir takım şeyler yakıştırılıyor. İki isim üzerine kurulu bir projemiz yok. Cansu Dere ile görüştüğümüz doğru. FS: Dizilere karar verirken başarılı olması için nelere dikkat ediyorsunuz?
HÜLYA VURAL: Başarı reytingle ölçülüyor, reyting alacak iş tahmini için de nihai tüketici yani izleyici-müşteriyi tanımak ve ne istediğini bilmekten geçiyor. Aslında Televizyoncu kimliğimizle yıllardır bilmek zorunda olduğumuz şeyler; izleyicinin tipolojisini çıkarmak; nasıl bir izleyici, profili nedir, kaç yaş aralığındadır, istekleri ve arzuları nelerdir gibi. İzleyicinin ne istediğine ek olarak elbette uygun zamanı ve rekabet koşullarını de dikkate almak zorundayız.
SEYİRCİ YABANCILAŞMAK İSTEMİYOR FS: Peki o halde, ülkemizin izleyicisi dizilerde ne görmek istiyor, ne görmek istemiyor? HÜLYA VURAL: En azından ne istemediğini biliyoruz; yabancılaşmak istemiyor. Kendisinin alışkın olduğu geleneklere, karakterlere, ahlaki yapılarına ters düşen şeyler istemiyor. Karakterler açısından da iki şey istiyor: Ya kendisini yerine koymak isteyeceği, ya da kendisinin zaten özdeşleştiği bir karakteri takip etmek istiyor.
SEYİRCİ HER ŞEYİ ÇOK BÜYÜK İSTİYOR FS: İzleyici hangi hikayeleri nasıl bir yapımla sunarsanız daha çok beğenir? HÜLYA VURAL: İzleyici artık naif hikayeler istemiyor, bundan sıkılıyor. Naiflik yerini, majör hikayelere, büyük çatışmalara, durumlar yerine olaylarla yürüyen anlatımlara bıraktı. İzleyicinin elini kumanda aletinden uzakta tutmak için hep daha büyük kavgalara, acılara, ihanetlere, ihtiyaç duyuluyor.
Çok çabuk tüketen bir toplumuz, eskiden böyle değildik. Süper Babanın naifliği ve zerafeti yerini, duyguda ve aksiyonda gösterişe ve kışkırtıcılığa bıraktı. Yani büyük acıların, kahramanlıkların, yakın tehditlerle sıkışmış karakterlerin tehlikeli yolculuklarını anlatan klasik hikayeler, iyi kalite bir prodüksiyonla anlatıldığı zaman, izleyicisine ulaşıyor. ‘Aliye’, ‘Binbir Gece’, ‘Öyle Bir Geçer Zaman ki’, ‘Yaprak Dökümü’ bugün yayınlansa yine tutar
ÖZLEM YURTSEVER: Sektördeki genel beklenti ‘farklı hikaye bulmak ’ üzerine . Oysa farklılık dediğimiz şey ‘yorum’ ve yorumlamalardaki derinlik, samimiyet ve yeni yüzlülük. Yani hikayenin bilinen yada klasik olmasında bir sorun görmüyorum, sorun demode yorumlanmasında.
“GÜMÜŞ” DÜNYADA EN ÇOK İZLENEN 10 DİZİDEN BİRİ FS: Dizi işine girerken seyirci kadar sektörü de analiz etmiş olmalısınız. Türkiye’de dizi sektörünü nasıl görüyorsunuz? HÜLYA VURAL: Dizi sektörü Türkiye’de son 10 yıldır atakta ve çok gelişti. İhracat açısından da maddi gelir sağlayan ve Türkiye’nin imajını da yurtdışında tanıtan çok önemli bir araç oldu. Bu durum 2005 yıllarında ‘Gümüş’ dizisi ile başladı. ‘Gümüş’ Ortadoğu pazarında yankı uyandırdı. Gümüş, dünyada en çok izlenen 10 diziden birisi. Ortadoğu halkı bu diziyle, kendilerine çok yakın bir kültürden gelen hikaye kahramanlarını Cumhuriyet Türkiyesi’nin modern arka planında izlemekten büyük keyif aldılar.
Gümüş ve Mehmet gibi İstanbul’un şahane atmosferinde bu hikayeyi yaşamak ve aşık olmak istediler. Kendilerini bu iki karakter yerine koymaları zor olmadı çünkü onlar için de aşina bir kültürün hikayesiydi bu. Yurtdışı açılımı başka dizilerle de devam etti. ‘Muhteşem Yüzyıl’ çok önemli, sadece Ortadoğu’da değil, Balkan ülkeleri ve Rusya’da, Avrupa’nın çeşitli kentlerinde ve Türki Cumhuriyetlerde ve hatta Uzakdoğu’da çok büyük açılımlar sağladı.
DİZİLERİMİZİN YURTDIŞINDAKİ GELECEĞİ PARLAK FS: Dizi sektörümüzün yurtdışındaki geleceğini nasıl görüyorsunuz?
ÖZLEM YURTSEVER: Halihazırda satılmış işlerimizdeki kalite ve içeriği tutturduğumuz takdirde parlak görüyorum. Geçtiğimiz yıl sonu itibari ile dizi film sektörünün Türkiye'ye 150 milyon dolar ihracat girdisi sağladığı bildirildi. Dizilerimiz 50 den fazla ülkeye ihraç ediliyor. Endemol Uluslararası Dağıtım/Bilgi Ağı aracılığı ile de dizilerimizin yurtdışında gördüğü ilgiyi yakinen takip ediyoruz.
ENDEMOL’ÜN DİZİLERİ ULUSLAR ARASI PAZARDA KOLAY SATILIR
FS: Dizilerimiz bize yakın coğrafyalarda tutulsa da henüz Amerika’ya ve Avrupa’ya pek dizi satamıyoruz. Endemol Türkiye olarak yapacağınız dizileri Amerika ve Avrupa’ya satabilecek misiniz? HÜLYA VURAL: Artık Amerika ve Avrupa’ya dizilerimiz satılmaya başlandı. Aşk-ı Memnu’nun senaryo hakları Amerika’ya satıldı ama bizimkisi daha iyi yapıldığı için bizim kadar başarılı olmadı. Ay Yapım’ın Son adlı dizisi İsveç’e satıldı. İsveç’te geçen sene yılın en iyi yabancı dizisi olarak ün yaptı. Ayrıca Son'un senaryosu Amerikalı ünlü prodüksiyon şirketi Sander/Moses Productions'un da dikkatini çekmiş ve ABD kanallarında yayınlanması için senaryo hakları satın alınmıştır.
ÖZLEM YURTSEVER: Bir projeye karar verdiğimizde , proje Endemol’ün ortak havuzuna (database) girer. Böylece Endemol’ün tüm ofislerinde görünür olur. Yani projelerimiz daha senaryo yazım aşamasında iken bile uluslararası bir pazarda satış için yer alırlar.
DİZİLER KANALLARIN GELİR KAPISI FS: Dizi sektörünün oyun kurucusu olan kanallar için diziler ne anlama geliyor? HÜLYA VURAL: Dramalar yani diziler bir kanalın prototipinin %80’ni oluşturuyor. Diziler çok önemli. Çünkü, müşteri portföyünde bağımlılık, devamlılık ve çeşitliliği getiriyor. Bir diziyi 18 yaşındaki insanlar da izliyor, 45 yaş üzerindeki kadınlar ve erkekler de izliyor. Bir programın izleyici çeşitliliği daha az. Reklam veren için bu önemli çünkü daha geniş izleyici yelpazesini dizilerde bulabiliyor. Daha çok ve daha pahalı reklam veriyor. Diziler kanalların gelir kapısı oluyor. Böyle olduğu için kanallar her sene yapımcılardan dizi talep ediyorlar. Senede 50-60 tane dizi yapılıyor. Bu dizilerden de en az 10 tanesi çok iyi işler oluyor. FS: Sektörün içinden gelen iki profesyonel olarak dizi sektörünün sorunlarının neler olduğunu düşünüyorsunuz? HÜLYA VURAL: 5 günde en az 90 dakikalık diziler çekiliyor. Bu sinema filmi demektir. Yurtdışındakiler de en çok bunu merakla karşılıyorlar, bir mucize şeklinde görüyorlar. Bu da çok hızlı çalışan, çok pratik düşünen, çok tecrübeli dizi çalışanlarını getirdi. Şunları da götürdü: Senaryoda yaratıcılık, sürdürülebilirlik, çekimlerde yaratıcılık. Bu hızla çalışınca uzunca düşünmeye vaktiniz olmuyor.
YEREL DİNAMİKLER NEYi GEREKTİRİYORSA BİZ DE ONU YAPACAĞIZ. FS: Sizce dizi süreleri kısalır mı? Siz yapacağınız dizilerde süreleri kısaltmayı düşünüyor musunuz? HÜLYA VURAL: Dizilerin kısalacağını çok fazla düşünmüyorum. Maliyet düşerse ancak kısalabilir. Üstelik izleyici de 90 dakikaya alıştı. Biz de bu sürelere uyacağız. FS: Sektör çalışanları sistemsizlikten de şikayetçi. Siz bu sistemsizliğe bir çözüm getirecek misiniz? Yoksa “alaturka” mı devam edeceksiniz?
ÖZLEM YURTSEVER: Sistem sorunu kısa vadede çözülecek bir şey değil. Sistemsizliğe çözüm getirmek konusunda Endemol doğal yapısı gereği bir çözüm ortağı. Lakin uygulamada görünürlük tamamen zaman işi. Dolayısıyla öncellikle alaturka demeyelim de yerel dinamikler diyelim, yerel dinamikler neyi gerektiriyorsa biz de onu yapacağız. İdeal dünyayı hedefliyoruz. Pilot çektiğimiz işler üzerinden anlaşmalar yapıyor olmalıyız. 2018’e kadar olan iş planlarımızdan bir tanesi de bu.
ŞÜKRÜ AVŞAR GERÇEK YAPIMCILIK YAPIYOR FS: Bu şekilde çalışan yapımcı var mı ülkemizde? HÜLYA VURAL: Şükrü Avşar, her zaman değil ama bazen bunu yapıyor. Bir bölüm, iki bölüm çekip kanala götürüyor. Gerçek yapımcılık da bu aslında. Bu Şükrü Avşar’ın kişisel tavrı ama bunun sistemleşmesi lazım.
HAK VE HUKUKA SAYGILI, PAYLAŞIMCI OLACAĞIZ FS: Endemol Türkiye’nin dizi işine soyunmasıyla sektörde neler değişecek?
ÖZLEM YURTSEVER: Türkiye’de iki tane kurumsal dizi yapımevi var, birisi Kanal D iç Yapımlar, biri de Endemol. Kurumsal olmanın getirdiği en temel fark teliflerde görülecek. Bozulduğu zaman hemen değiştirilen yani daha iyi tüketici hakları sunan mutfak aletlerinin ev kadınında yarattığı farkındalık gibi Endemol’ün etkisi de zamanla sektörde hissedilecek. Hak ve hukuka daha saygılı, daha paylaşımcı olacağız.
HÜLYA VURAL: Kurumsal bir şirket olmamız nedeniyle yasalara uygun hareket etmek, daha uzun vadede düşünmek, belli kar marjlarını belli yerde tutarak kar yapmanın yanında bir dünya markasını korumak üzere hareket etmek zorundayız. Bu dünya markası Endemol’dür.
YAPIM ŞİRKETLERİ SATIN ALACAĞIZ FS: Dizi sektörüne yeni ve iddialı bir oyuncu olarak Endemol’ün girmesiyle sektörde oyun yeniden kuruluyor diyebilir miyiz?
ÖZLEM YURTSEVER: Endemol girdiği ülkelerde kapasitesini büyütebilmek için şirketler satın alıyor. Burada da birkaç büyük yapım şirketiyle görüşmesi oldu. Sektörde yeni yatırımcıların ve oyuncuların olması her zaman çok daha keyifli.
HÜLYA VURAL: Vizyon sahibi olan, çok başarılı yapım şirketleri var elbette. Endemol’ün gelişi yeni bir soluk ve yeni bir vizyon. Bizlerle beraber umarım sistem daha da rayına oturacak. Endemol Türkiye hem tv programları alanında hem dizi alanında çalışmalarını, Ticari Direktörümüz Hakan Eren ve Genel Müdürümüz Gökhan Tatarer rehberliğinde 4 yıllık bir iş planı bazında sürdürmekte. Bu iş planı hem olası ihtimalleri barındırıyor hem de bizim hedeflerimizin bu 4 yıl içinde yani 2018’e kadar nasıl hayata geçeceğini planlıyor. Sektörün kreatifleriyle uzun vadeli çalışmak da bu iş planının bir parçasıdır.
ORYANTAL İÇERİĞİ ENDEMOL KALİTESİYLE SUNACAĞIZ FS: Kurumsal şirket olmanın yansımalarını Endemol Türkiye’nin yaptığı dizilerde ne şekilde göreceğiz? ÖZLEM YURTSEVER: Biz kendi oryantal içeriğimizi, insan ilişkilerini, duyguları, bu ülkedeki sahicilikleri anlatan işlerimizi, Endemol kalitesiyle izleyiciye sunmak istiyoruz. Mottomuz samimiyet. Yaptığımız şeylerin farkındayız, oyunu kuralına göre oynayacağız ama samimiyeti kaybetmeden.
SEMA ERGENEKON VE EYLEM CANPOLAT’I İZLEYİCİ SEÇMİŞ, BİZ NEDEN SEÇMEYELİM? FS: Senaristler Sema Ergenekon ve Eylem Canpolat ile anlaşma imzaladığınız yazıldı. Bu iki ismi seçme sebebiniz neydi?
ÖZLEM YURTSEVER: İzleyici seçmiş, biz neden seçmeyelim ? Sema ve Eylem’le ilgili süreç henüz tamamlanmadı. Sema ve Eylem bizim hem sevdiğimiz dostlarımız hem de sektörün en başarılı kreatiflerinden. Onlarla beraber olan sürecimiz devam etmekte.
TÜRKİYE’DEN DE ÖZGÜN FORMAT ÇIKARACAĞIZ FS: Endemol Türkiye olarak bizim ülkemizden de özgün bir format çıkaracak mısınız?
HÜLYA VURAL: 2018’e kadar olan iş planlarımız içinde bu da var. Endemol Türkiye’nin geliştireceği ve buradan da tüm dünyaya yayılacak bir format oluşturma hedefimiz var. Tamamen özgün bir format bulmak zor. Endemol dünyanın en büyük bağımsız format ve yapım şirketi olduğu için binlerce formatın da sahibi. Dolayısıyla bize gelen formatların diğer ülkelerdeki formatlara benzeyip benzemediğini hemen görebiliyoruz.
Gelen formatların büyük bir kısmı da uluslararası başka formatlara benziyor. Aklın yolu bir olduğu için ve senelerdir yapılan işler olduğu için mutlaka başka bir şeyden alıntıymış gibi göründüğü zaman da bünyemize alamıyoruz. Bununla beraber özgün ve yapılabilir, üstelik de izlenme potansiyelinin olduğu yerli program formatları için genel müdürümüz Gökhan Tatarer yöneticiliğinde program ekibimiz çalışmalarını sürdürmekte.
AĞIZ TADIYLA DİZİ SEYREDEMİYORUZ FS: Dizi seyrediyor musunuz? Beğendiğiniz diziler hangileri? HÜLYA VURAL: Profesyonel gözüyle seyrediyoruz. Bu yüzden rahatça ağız tadıyla dizi izleyemiyoruz. Bununla beraber kalbimde ve hafızamda özel yerleri olan dizileri saymadan da geçemeyeceğim: İkinci Bahar bir klasiktir ve unutulmaz. Asmalı Konak, Yedi Tepe İstanbul, Yaprak Dökümü, Aliye, Aşk-ı Memnu, Hatırla Sevgili, Çemberimde Gül Oya, Muhteşem Yüzyıl kendi janrlarında trend yaratan dizilerdir.
ÖZLEM YURTSEVER: Kayıp Şehir, Suskunlar, Medcezir, Kara Para Aşk hepsi iyi işler. FS: Oyuncu olarak kimleri beğeniyorsunuz? HÜLYA VURAL: Hem alaylı hem mektepli çok iyi oyuncularımız var. Çoğu yabancı oyunculardan geri kalmaz.