Türksat'ın Bugün TV ve Kanaltürk'ü susturma kararına tepki gösteren RTÜK üyesi Süleyman Demirkan, “Bu, devlete karşı işlenen suçlar kapsamındadır.
Platformlar için aldığımız karar Türksat için de alınır. Hangi mahkeme kararına göre bunu yaptınız? diye sorulmalı.” dedi.
Seçimlere günler kala medyaya yönelik baskılar zirveye ulaştı.
Ankara Savcısı Serdar Coşkun'un Mayıs 2015'teki muhalif medyayı susturun talimatıyla başlayan süreçte dijital yayın platformları Tivibu, Turkcell TV, Teledünya, Digiturk hukuksuz kararlarıyla 7 televizyon kanalını yayından kaldırmıştı.
Son skandal adımı ise devlet adına uydu işletmeciliği yapan Türksat attı ve 12 Ekim 2015 tarihli kararıyla Bugün TV ve Kanaltürk'ün sözleşmesinin 1 ay içinde feshedileceğini bildirdi. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nde yer alan haber alma ve basın özgürlüğünü ihlal eden karara tepkiler çığ gibiydi.
Kararın siyasi ve keyfi olduğuna dikkat çeken Bugün TV Genel Yayın Yönetmeni Tarık Toros, “15 günde diğer platformlarında iki kanalı çıkarmasından aldığı güçle devlet gücüyle sansür girişimine tanık oluyoruz. Şiddetle protesto ediyoruz, itiraz ediyoruz. Yargıya gideceğiz. Yürütmeyi durdurma kararı almayı umuyoruz. RTÜK'e müracaat edeceğiz.” dedi.
Yapılanı iletişim özgürlüğüne vurulan en ağır darbe diye nitelendiren RTÜK üyesi İsmet Demirdögen, “Halkın haber alma hakkı göz ardı ediliyor. Devletin görevi halkın doğrulara ulaşabilmesini sağlamaktır. RTÜK olarak bu konuyu Digiturk'te olduğu gibi gündemimize alarak değerlendireceğiz.
Hükümetin baskısının sonuç verdiğini görüyoruz. Umut ediyoruz ki Türksat yönetimi ve diğer platform yöneticileri bu yanlışlardan bir an önce döner.” değerlendirmesini yaptı. RTÜK üyesi Süleyman Demirkan da “Bu, devlete karşı işlenen suçlar kapsamındadır. Platformlar için aldığımız karar Türksat için de alınır. ‘Neye göre, hangi yasaya göre hangi mahkeme kararına göre bunu yaptınız? RTÜK'e danıştınız mı' diye sorulmalı. Panik havası ve bir şuursuzluk var?” şeklinde konuştu...Zaman